Mardin 1 Şubesi

Kudüs Müslümanlarındır, Mescid-i Aksa Onurumuzdur.

Kudüs Müslümanlarındır, Mescid-i Aksa Onurumuzdur.

 

Son dönemlerde Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksa ve Müslümanlara yönelik artan saldırılarına karşı Mardin STK Platformu basın açıklaması yaptı. Mardin STK Platformu adına Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanımız Eyyüp Değer yaptığı açıklamada;

İlk kıblemiz, miracımız, göz bebeğimiz, kalbimiz, vicdanımız, onurumuz ve kırmızı çizgimiz olan Kudüs, bu bayram öncesi yine İsrail’in saldırılarına maruz kalmıştır. İsrail’in bu saldırıları artık kronikleşmiş;  her bayramı öncesi Mescid-i Aksa hedefe konularak, Tüm Müslüman âlemine adeta bir meydan okuma yapılmakta ve Mescid-i Aksa bir Yahudi mabedine çevrilmek istenmektedir.

    Mescid-i Aksa’ya düzenlenen toplu baskınlar, orada ibadet eden Müslümanlara yapılan saldırılar, ilahi hatıranın vücûd bulduğu yapıya verilen zararlar, Müslümanların buraya girişlerine konulan engeller, Mescid-i Aksa’nın altının oyulmasıyla oluşturulan tüneller, buradaki ibadetgâhlara uygulanan kapatmalar, Yahudilerin burada gerçekleştirdiği ayinler ve pervasızlıklar,

 her türlü sosyal ve kamusal baskılamalar, İsrail’in Mescid-i Aksa üzerindeki düşlerinin yapı taşları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ancak, İşgalci İsrail bu düşten uyanmaya başladı. Müslümanların onurlu ve izzetli direnişi; İsrail’i her geçen gün düşlerinden uyandırarak gerçeğe doğru yaklaştırıyor, düşler yerini kâbuslara bırakıyor.

Bu hakikat, İsrail’in gün geçtikçe daha da çirkefleşmesine, saldırganlaşmasına ve zorbalaşmasına yol açıyor.

     Ramazan ayının son günlerine doğru yaşanan olaylarda İsrail yine Mescid-i Aksa üzerinden saldırıya geçmiş, Müslümanların tüm Filistin coğrafyasından başlamak üzere dünyanın her yerinde İsrail’in Siyonist politikalarına karşı ayağa kalkması neticesinde İsrail geri adım atmış, sonun başlangıcını yaşamışlardı. Bugün yine tek ses olmalı, İsrail’e karşı tek yürek tavrımızı ve haklılığımızı ortaya koymalıyız.

   Artık İsrail’in bu topraklardaki vadesi doluyor. Dışarıdan getirecekleri nüfus gücü kalmadı. Uluslararası kamuoyu, gün geçtikte İsrail’e karşı tavrını daha net ortaya koyuyor.

Filistinliler mücadeleyi daha farkındalığı yüksek şekilde ortaya koyuyor. Nüfus üstünlüğünün kendilerinde olduğu şehirlerde dahi, toprakları terk etmeye başladılar. Siyasi olarak en ufak bir düzen kuramadılar.  Kendileri de bunun farkında. Bu farkındalığın yükünü saldırıların şiddetini arttırarak aşmaya çalışıyorlar.

Parçalanıyorlar, parçalanmaya devam edecekler!

 

    Hadis-i Şerif’de diyor ki: “İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona karşı kin ve nefret beslesin. Bu ise imanın asgarî gereğidir."

 

   Bugün İsrail, Müslüman coğrafyaların tam kalbinde, bizatihi kötülük timsali olarak durmaktadır. Bu kötülüğe karşı kalbimizle buğz etmekle beraber, elimizle ve dilimizle yapmaya güç yetireceğimiz pek çok şey bulunmaktadır.

Uluslararası kurum, kuruluş, STK, haber yayıncıları, sanatçılar, siyasetçiler, güvenlik kurumları, teşkilatlar, organizasyonlar gibi mekanizmaları doğru şekilde harekete geçirecek kamuoyu baskısı oluşturmak tüm Müslüman âlemi için acil bir gerekliliktir.

    Siyonizmin pek çok boyutuyla karşımıza çıkması gibi, mücadele ederken de farklı mukavemet metotlarını etkili bir biçimde kullanmalıyız.

İsrail, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirmek isterken; Siyonizm’in dini, kültürel, politik, medya yanlarını kullanmaktadır. Kişiler ve zamanlar değişse de Siyonist ideolojinin karanlık yüzü değişmemektedir.

Mücadelemizi verirken, bu ırkçı, saldırgan ideolojinin tüm unsurlarına karşı vermeli; küresel bir farkındalık ve bilinçlendirme hareketi uyandırmalıyız.

    Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün akıbetini yalnızca orada yaşayan Filistinlilerin omuzlarına yüklememeli; her bir Müslüman, zamanın ve şartların ruhuna münasip şekilde Kudüs ruhunu ortaya koymasını bilmelidir.

    Bizler Mescid-i Aksa için, Kudüs için, Gazze için, Filistin için bedeller ödedik. Vatandaşlarımız Mavi Marmara’da şehit oldular. Kudüs’ün akıbeti bizlerin hayat mücadelesinin tam merkezinde yer almalıdır.

Filistin halkı kendi üzerine düşeni yaptı ve yapmaya devam ediyor.

 Bütün bu çabalara rağmen Terör Devleti İsrail saldırı cesaretini peki nerden alıyor?

Mescid-i Aksa’ya saldırı cesaretini sessizliğimizden, tepkisizliğimizden alıyor.

Bin parçaya bölünmüş, kendi içinde birbirine düşman kılınmış bir vaziyette gaflet içinde oyalanmamızdan alıyor.  Bunu gördükçe daha da pervasızlaşıyor.

 

Her şeye rağmen Filistin direniyor, Kudüs direniyor.

Kudüs’ün, Gazze’nin, Şeria’nın erkekleri, kadınları, çocukları siyonizme ve işbirlikçilerine karşı ellerinde taşlarla direniyorlar.

Kudüs’ün sokaklarında binlerce Şeyh Ahmet Yasin, binlerce Rantisi, binlerce Muhammed Ayaş direniyor!

Filistin’in kadınları, AVM kuyruklarında bekleyenlere inat Aksa’nın kapılarında nöbet tutuyor!

Filistin’in çocukları Aksa’nın avlusunda kurşuna gülümsüyor.

Filistin’in adamları Allah’a verdikleri sözü tutmak için yarışıyor.

Taşladıkları şeytan elbette bir gün yıkılacak.

Çünkü Mescid-i Aksa Peygamberin mirası, ümmetin ilk kıblesidir.

Çünkü Ömer’in yadigârı, Selahaddin’in mührüdür. 

 

Yılmadan !

Usanmadan !

Bize miras bırakılan Aksa’ya sahip çıkacağız.

 

 

SİYONİZM KAYBEDECEK, AKSA DİRENİŞİ KAZANACAK!

KAHROLSUN SİYONİZM, YAŞASIN AKSA DİRENİŞİMİZ!