Mardin 1 Şubesi

Küstah Macron'u protesto ettik

Hz. Muhammed’i hedef alan karikatürlerin kamu binalarına yansıtılmasına izin veren ve sonrasında yaptığı küstah açıklamalarla İslam düşmanlığını açıkça ortaya koyan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u protesto ettik. 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiğimiz basın açıklamalarıyla Macron’a tepki gösterdik, Fransız mallarına boykot çağrısında bulunduk.
 

Salgın tedbirlerine uygun olarak gerçekleştirilen eylemlerin Mardin’deki durağı Şakir Nufoğlu camisi önü oldu. Mardin Memur-Sen ve bağlı sendikaların yönetim kurulu üyeleri ile teşkilat mensuplarının katıldığı eylemde konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen İl Başkanı Eyyüp Değer, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa’nın genel ruh hâlini yansıttığını söyledi.

Değer,

Aslında Macron, bir görüntü…

Avrupa’da birçok ülkede bir cinnet hali yaşanıyor…

Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobi, o meşhur Avrupa aklını esir almış, çoğulculuk söylemlerinin sırçası dökülmüş ve nihayet aşırı sağ siyasetin ürettiği politikalar siyaseti belirler hale gelmiştir.

Almanya’da cami baskını, Hollanda’da Gert Wilders’in terör ve şiddet içeren konuşmaları ve nihayet Macron’un, ifade hürriyeti arkasına sığınarak, İslam’a ve peygamberine saldıran unsurlara sahip çıkması cinnetin boyutlarını göstermektedir. Burada bir parantezle bir başka tepkimizi de özellikle ifade edelim. Kutsal emanetlerimizin mekanı olmakla yetinip, kutsala sahip çıkmayı beceremeyen Suudi Arabistan yönetimini ve onunla aynı kulvarda bulunmaya teşne Birleşik Arap Emirliklerini de tarih ve bizler not ediyoruz. Dine ve Kutlu Nebi’ye dönük  hakaret faillerinin kuyruğuna takılan ülkelerin ve yöneticilerin, emperyalist taşeronluğu ve  kapitalistlerin sömürü baronluğu sıfatlarının sona ermesinin de yakın olduğuna inanıyoruz.        

Hemen belirtelim ki; insanlığın inançlarını hedef almak özgürlük değil, küstahlıktır.

Avrupa’daki kimi siyasetçilerde olduğu gibi Macron da kirli siyasetine malzeme aramaktadır.

Macron, sözde ifade özgürlüğü adı altında Din-i Mübin-i İslama ve Rahmet Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) e saldıran kin, nefret ve terörle şekillenmiş zihinler tarafından çizilmiş karikatürlere sahip çıkarak, şeytanın safında yer almaktadır.

Bu bir akıl yitimidir.

Evet… Macron, siyaseten yaşadığı krizi örtmek için özellikle yabancı düşmanı ve ırkçı aşırı sağ siyasetin söylemlerini kullanması, kendi ülkesinin milletvekili tarafından dahi “bu ülke aklını mı yitirdi” şeklinde eleştirilmiştir.

 

 

 

Değerli dostlar…

Son birkaç aydır, ısrarla İslam ve Müslümanlar üzerinden güç devşirmeye çalışan, deyim yerindeyse, aklını yitirmiş küresel emperyalist odaklara yardakçılık yapan Macron’u korku çemberi sımsıkı sarmış durumda…

Macron, insandan korkuyor.

Macron, adaletten korkuyor.

Hülasa, Macron, İslam’dan korkuyor.

Son birkaç yüzyılda bütün insanlık öğrendi ki; özgürlük Batı’da slogandır.

Batı iki değerden korkmaktadır aziz dostlar; adil dünyadan ve özgür insandan.

İslam da tam da bunu vaat etmektedir.

 

Bütün insan hakları aktivisti örgütlerden, kişilerden, emek hareketlerine yön veren kuruluşlardan, kişilerden beklentimiz, çağrımız şudur:

Özgürlük insanın, dünya insanlığın ikametgâhıdır. Renkleri, fikirleri ve inançları; hakaret etme, küçük görme, şiddeti çağırma aracı yapan, kendi kirli oyunları için saklama tezgâhları oluşturan, siyasi kimlikleri, ideolojik örgütlere ve emperyalist devletlere birlikte cevap vermeli, onlara yenilgiyi birlikte tattırmalıyız.

İnancımız, farklı olabilir.

Fikirlerimiz karşıt görünebilir.

Çok temel bir ortaklığımız da var; biz insanız ve dünyada birlikte yaşıyoruz. Hiç kimse, hiç kimsenin dinine, hükümlerine ve kutsallarına hakaret etme, onları yok etme hakkına sahip değildir ve olamayacaktır.

Biz elbette inanacağız.

Biz insanız, elbette insan onurunu savunacağız.

Biz, en kesin şekilde söylüyorum ki inancımızı ve değerlerimizi koruyacağız.

İnancımıza ve değerlerimize savaş açanlara, kutsallarımıza hakaret edenlere karşı dayanışmayı güçlendireceğiz ve birlikte mücadele edeceğiz.

Tam da bu noktada belirtmek isteriz ki; Emmanuel Macron ve diğerlerinin aslında neyi gizlediğinin, kimi kolladığının iyi bilinmesi gerekiyor. 

Dünya’nın imkânlarını, insanların inançlarını çalanlar yani Macron gibiler, inanca ve kutsallara hakaretle yenilgilerini gizlemeye, yok oluşlarını geciktirmeye, kirli düzenlerini devam ettirmeye yönelik tetikçi konumlarını devam ettiriyorlar.

Bizim gözümüzde Macron ve benzerleri, emperyalistlerin amelesi, kapitalistlerin, finans baronlarının hademesidir.

Güzel ahlak için gönderilmiş Resulullah Aleyhiselatu Vesselamı hakaretlerine konu eden zihniyet, dünya üzerinden silinmeye mahkûmdur.

Değerli dostlar…

Biz buradan bir konunun altını kalın çizgiyle çizmek istiyoruz…

Biz Allah’a İman etiğimiz gibi Allah’ın bütün peygamberlerine de iman ediyoruz. Bizim için bütün peygamberler kutsaldır, haktır, sataşmadan dahi muaftır. Çünkü onlar, insana onuru, güzel ahlakı, insanlığa felahı imkân haline getirmek için yaşadılar, yaşattılar ve hakikati, doğruyu yaydılar. Bütün dünya duysun ki;  Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) e dil uzatan tüm insanlığa dil uzatmıştır. Ona dil uzatan felah bulamaz. 1400 yıl önce Ebu Leheb vardı, elleri kurudu. Ey 21. Yüzyılın Ebu Lehebi Macron, senin de ellerin kurusun! 

Evet, emperyalist stratejilerden tevarüs ettirdikleri taktiklerle sinir uçlarına dönük tehdit üretiyorlar bugün.

Bu tezgâh temelde, İslam’ı ya da insanı önemsemeyen, hayatı dünyayı ve iktisadı kendi tekelinde gören emperyalist tapınağın, kapitalist şövalyelerinin unvanlarını, imkânlarını ve düzenlerini kaybetmeme feryadından başka bir şey değildir.

Aslında yaşanan bir yok oluş cinnetidir.

Ve görünen o ki, Macron, mazlumların kanı ile semirmiş emperyalist coğrafyanın, en zayıf ülkesinin lideri olması bakımından beyhude terör çığlıkları atmaktadır. Zira virüs Fransa’yı esir almıştır. 

Yıkılan ve yok olan sömürü ve onu var eden düzendir.

İcra ve inşa edecek olansa inanan özgür insanın iradesi ve adil dünya düzeni mücadelesidir. Ve beklenen şudur ki, sefer insana mahsus, zafer imana dairdir.

Uyanan bu dünyayı selamlarken, gönlümüzce rahmet peygamberine salavat getiriyor ve bütün benliğimizle, bütün güzel sözlerin insicamıyla sesleniyoruz:

Ya Muhammed seni seviyoruz.

Ya Muhammed seni seviyoruz.

Ya Muhammed seni seviyoruz."