Ülkemizi ve milletimizi geleceğe taşıyacak olan nesillerin ruh, fikir ve bilgi dünyasını inşa eden, sorumluluğu yüksek, aynı ölçüde değeri de büyük olan öğretmenlik mesleğinin belli bir tarih aralığına sıkıştırılmadan hak ettiği değeri görmesi, öğretmenlerimizin emeğinin karşılığını alması geleceğimizin teminatıdır.
Eğitimin evreleri değişir, öğretmenin önemi değişmez. Tüm başarılı eğitim sistemlerinin en büyük aktörü öğretmendir. Öğrenci başarısının üzerindeki en etkin faktör de öğretmendir. Öğretmenlik, idealist insanların icra ettiği bir fedakârlık mesleğidir. Salgın sürecinin başından beri öğretmenlerimiz her hâlükârda eğitim yapmaya çalışarak idealizmini, zor şartlar altında bile öğrencilerine bir şeyler öğreterek fedakârlığını ortaya koymuştur.
Teknolojinin ve eğitim materyallerinin öğretmen olduğunda bir zenginlik, öğretmen olmadığında dekordan öteye gitmediği, bu süreçte bir kez daha tecrübe edilmiştir. Sanalın asla gerçeğin yerini tutmadığı, uzaktan eğitimin çok sınırlı kaldığı, öğretmen-öğrenci etkileşiminin bir hazine kadar kıymetli olduğu herkesçe bir defa daha görülmüştür.
Tarihimizin her döneminde büyük sorumluluklar üstlenen, gördüğü itibarla zamana yön veren öğretmenlik, gelecek hedeflerimizin lokomotifidir. Ancak, milletimizin hazinesi, çocuklarımızı emanet ettiğimiz, geleceği elleriyle şekillendiren öğretmenlerimiz, sorunlarını kökten çözecek, manen mesleği daha da yükseltecek, madden hak ettiklerini takdir edecek bir beklenti dönemindedir.
Bu umutlu bekleyiş görülmeli, öğretmenin sesi bir gün değil, her gün duyulmalı; öğretmenin gördüğü zararın geleceğimiz adına büyük bir risk olduğu artık bilinmelidir. Bu açıdan, öğretmenlik meslek kanunu, mesleği maddi ve manevi boyutlarıyla ele almalı; mesleğe yeni bir çehre, güçlü bir gelecek kazandırmalıdır.
Mesleğe ilk girişten ayrılışa kadar öğretmenlik mesleğinin statüsü yükseltilmeli, niteliği geliştirilmelidir. Öğretmenliğin tanımından haklarına, meslek standartlarından ilkelerine kadar her husus Türkiye’nin gelecek vizyonu ve hedeflerine yakışır içerikte düzenlenmelidir.
24 Kasım, öğretmenleri sadece hatırlama değil, anlama günü olmalıdır.