Değerli Eğitim Çalışanları ve basınımızın kıymetli mensupları;
2022-2023 eğitim-öğretim yılı, eğitim çalışanlarımızın ekonomik olarak örselendiği, alım gücünün düştüğü, eğitim-öğretim masraflarının arttığı, iyileştirme çabalarına rağmen istenilen bir seviyeye gelinemediği bir zeminde yani sorunların gölgesinde başlıyor.
12 Eylül Pazartesi günü başlayacak olan 2022-2023 eğitim öğretim yılının öğretmen, öğrenci, okul yöneticilerimiz ve tüm paydaşlarımız için hayırlı olmasını diliyoruz.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürekli olarak eğitimde fırsat eşitliğinden, mesleki eğitimin niteliğinin artırılmasından, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması, özlük haklarının iyileştirilmesi, eğitim kalitesinin artırılması çabalarından bahsetmesine karşın, alandaki tecrübeleri görmezden gelen, önerileri dikkate almayan, eğitimin paydaşlarıyla yeteri derecede istişare etmeyen tutumuyla istenilen seviyeye ulaşılamıyor, sorunlar büyüyor, çözüm bulunamıyor.
Bakanlığın, eğitim çalışanlarının sorunlarına kayıtsız kalmaması, sahadan yükselen sese kulak vermesi, eğitim paydaşlarının tekliflerini göz ardı etmeden köklü sorunlara kalıcı çözümler temin etmesi eğitimin niteliğini ve verimliliğini artıracaktır.
Öğretmenlik meslek kanununun kapsamı genişletilmeli, uzman ve Başöğretmenlik sınavları iptal edilmelidir.
5 ve 6. Dönem Toplu sözleşmelerde masaya taşıdığımız teklif uyarınca, 8 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 12 yılını tamamlayanlara da başöğretmen unvanı verilmelidir. Bu çerçevede, toplu sözleşme teklifimiz esas olmalı, sınav tartışması da son bulmalıdır.
Öğretmenlik kariyer basamakları süreci, bugüne kadar ortaya konulan tepkiler ve beklentiler ekseninde yeniden değerlendirilmeli, uzman öğretmen olabilme aşamasına gelmiş her öğretmenin mesleğinde belli bir yetkinliğe ulaştığı gözetilerek, öğretmenlik mesleğinin uzmanlık mesleği olduğu kabul edilerek eşit, adil ve objektif değerlendirme seçenekleri esas alınmalıdır. Ezberle ulaşılacak, sınav dayatmasıyla gelecek bir kariyer, öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerini sürekli kılmalarına, öğretmen yeterliliklerini sağlamalarına, mesleki bilgi ve becerilerini artırmalarına engel olan bir bariyer olur ancak...
Enflasyonun yukarı yönlü hareketinin arttığı, temel tüketim maddelerinin ve emtia fiyatlarının yoksunluk eşiğini yükseltip yoksulluk oranını artırdığı bir zeminde günlük hayatı zorlaştıran ve etkisini yoğunlaştıran ekonomik sarsıntı, eğitim çalışanlarının da belini bükmüştür. Eğitim çalışanlarının ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyon tehdidini kalıcı ve kesin çözümlere bağlayıp, ekonomik iyileştirmede esaslı adımlar atılmalıdır.
Kırsal bölgelerde ve taşımalı eğitimin yapıldığı yerlerde görev yapan öğretmenlerimiz ve varsa diğer çalışanlarımız yüksek servis ücretleri dikkate alınarak taşıma kapsamına alınmalıdır.
Bütün eğitim çalışanlarımızın şehir içi ulaşım ücretlerinden indirimli yararlanmaları hususunda il Milli Eğitim Müdürlüğü ve Belediyeler arasında gerekli görüşmeler başlatılmalıdır.
Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmelidir.
Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan etkin şekilde yürütülmesi için emek harcadığı gerçeği görülmelidir. Öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.
Öğretime hazırlık ödeneği her eğitim öğretim yılı başında bir öğretmen maaşı oranında verilmelidir.
Eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak ele alınarak ‘ikincil görev’ ve ‘görevlendirme’ kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği hâline dönüştürülmesi elzemdir.
Eğitim kurumu yöneticilerinin iş sağlığı ve güvenliği ile sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde işveren vekili statüsünde olmasından kaynaklı idari para cezalarının yükümlüsü olmaları hakkaniyete ve adalete aykırıdır. Bu yükümlülük kişisel olmaktan çıkarılmalı, kurumsal hâle getirilmelidir.
Okulların yardımcı personel ve donanım ihtiyacı karşılanmalı, okullara tahsis edilen ödenek ihtiyaçları karşılayacak şekilde artırılmalıdır
Mal ve hizmet fiyatlarının, etkisi her geçen gün hissedilen enflasyonist bir ortamda sürekli arttığı göz önüne alındığında, okullara tahsis edilen ödeneklerin de artırılması gereklidir. Eğitim-öğretim yılı başlamadan, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı gibi kıstaslar esas alınarak her okula ihtiyaçları karşılayacak ölçüde bir ödenek tahsis edilmelidir.
Eğitim-öğretim hizmeti esnasında veya verilen eğitim-öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesi; eğitimde şiddet yasasının çıkarılması gerekmektedir.
Değişen şartlar göz önüne alınarak banka promosyon sözleşmeleri derhal ve kesin bir takvim çerçevesinde güncellenmelidir
Ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve yüksek enflasyon rakamları, kamu görevlileri adına bankalara yatırılan paraların hacmini de artırmıştır. Buna rağmen, geçmiş dönemde yapılan anlaşmalar gereği kamu görevlilerine verilen promosyon ödemeleri düşük kalmıştır. Promosyon ödemelerinin kamu görevlilerinin emek ve ücretlerinden kaynaklanan bir hak olduğu unutulmamalıdır.
Ekonomik şartlar ve enflasyon durumu gözetilmeli, gerektiğinde ülke bazında kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, kamu görevlilerinin hakkını ve hukukunu koruyacak şekilde harekete geçerek sendika temsilcileri ve bankalarla bir araya gelmeli, değişen durum ve şartları dikkate alarak promosyon tutarlarını revize etmelidir.
Mardin İl Milli Eğitim Müdürlüğü de içinde bulunduğumuz banka promosyon sürecinin geciktirilmesine müsaade etmemeli, konunun tarafı olan sendikal temsilcilerle istişare halinde olmalı, fesih ve yeni ihale sürecini çözüme kavuşturmalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, ilimizde ve ülkemizde daha müreffeh olma yolundaki hedeflerimize sorunlarını aşmış, eğitim çalışanlarının beklentilerini karşılamış bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inanıyor; sorunların çözüme kavuşturulacağı bir eğitim-öğretim yılı temenni ederek, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize başarı dolu bir yıl diliyoruz.